*OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ*

     Atlas Eğitim Kurumları Okul Öncesi Birimleri olarak amacımız, öğrencilerimizin keşfetme becerilerini ortaya çıkarmak, öğrenme konusundaki motivasyonlarını yükseltmek ve onlara öğrenme heyecanı aşılamak, ilgi ve yeteneklerini ön plana çıkarmak, bireysel farklılıklarını geliştirmek,  değerler eğitimini sağlam temeller üzerine oturtmak, duygusal anlamda kendilerini güvende hissettikleri ortamlar oluşturarak, sonrasında verilen eğitimlerle ilkokul hayatına sağlam ve emin adımlarla geçişlerini sağlamaktır.
   Anaokullarımız da Milli Eğitim Bakanlığı müfredatları esas alınarak,
( Montessori, Reggio Emilio, Yapılandırmacı Eğitim vb.) Karma Eğitim uygulanmaktadır. Yeni gelişmelere açık aktif öğrenmeyi benimseyen, esneklik ilkesine uygun, problem çözme becerilerine dayanan, çocuk merkezli ve çocuğun ihtiyacına göre yaş seviyesine uygun programlar hazırlarız.
    Okulumuz da Değerler eğitimi, Bölgelerimi Tanıyorum, Çocuk Mutfağı, Aile katılımı, Kendimi İfade Ediyorum, Renk günlerimiz, Kitap günlerimiz gibi etkinlikler uygulanmaktadır.
    Branş Derslerimiz İngilizce, Beden Eğitimi, Akıl ve Zeka Oyunları, Robotik Kodlama, Müzik ve Drama’ dan oluşmaktadır.
    Portfolyo sunumları yıl sonunda yapılır. Öğrenciler yıl boyunca yapmış olduğu çalışmaları ailelerine sunmaktan büyük keyif alırlar, aynı zamanda öğrencilerimizde ki gelişim velilerimiz tarafından daha iyi fark edilir. Her dönem sonunda öğrencilerimiz ile ilgili gelişim raporları, öğretmenlerimiz ile değerlendirilip velilerimize iletilir. Veli-Okul işbirliğini kurum olarak çok önemsenir. Bu sebeple anaokulu öğretmenlerimiz her an öğrencilerimiz için sizinle iletişim içerisinde olur.

 

*DEĞERLER EĞİTİMİ*

Okulumuz da Değerler Eğitimi ve Kur’an Eğitimi birlikte verilmektedir.

Hedefimiz;
-Kur’an-ı Kerimin doğru ve güzel okunmasını sağlamak.

- Kur’an-ı Kerim’i anlamak ve yaşamak.
-Peygamberimizi tanımak ve hayatını model almalarını sağlamak.
- Kırk hadisi öğrenmelerini sağlamak.
-Öğrencilerimizde örnek davranış modelleri geliştirmek.

Kur’an eğitimi, dramalarla, oyunlarla, farklı tasarlanmış materyallerle sevdirerek verilmektedir. Değerler eğitimimiz ise sevgi, saygı, yardımlaşma, paylaşma, hasta ziyareti, akraba ziyaretleri, sabır, hoşgörü, çalışkanlık, temizlik, günlük yaşamdaki adablar vb. öğrencilerimizin yaş özelliklerine uygun şekilde, alanında uzman eğitimciler tarafından drama, canlandırma ve çeşitli parkur oyunları yöntemleriyle itina ile verilmektedir.


 

*MONTESSORİ EĞİTİMİ*

        Anne, baba ve günümüz eğitimi ile ilgilenen biz eğitimciler biliyoruz ki yaşamın ilk altı yılı bilginin kilidini açan içsel bir ''anahtar'' gibidir. Bu ilk altı yıl, çocuğun zihinsel gelişiminin en önemli dönemidir.
        Bilinçsiz öğrenmeden bilinçli öğrenme evresine geçilen bu yıllar dönüşü olmayan bir dönemi temsil eder. Bu yıllarda çocukların öğrenmek ve bilgiyi özümsemekte olağanüstü bir duyarlılıkları ve zihinsel güçleri vardır.  Bununla birlikte erken çocukluk dönemi eğitimcileri her zaman çocuğun sosyal gelişimine de önem vermişlerdir. Okul çağı çocuğunun dil, gülümseme, göz kontağı, dinleme gibi basit iletişim becerilerine ve grupla çalışma imkânı için gruba girme, işbirliği ve yardımlaşma gibi davranışlara sahip olması gerekmektedir.
        Ayrıca günümüzde çocuklara erken dönemlerde zengin bir uyarıcı çevre ve planlanmış etkinlikler sunmanın ne denli önemli olduğu tartışması geride kalarak, bunun yerini okul öncesi eğitim hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve niteliğinin artırılması konusundaki çalışmalar almıştır. Okul öncesi eğitimde kaliteli hizmet verebilmek için bu alana yapılacak yatırımların arttırılması, fiziki koşullar ve uygulanan programların niteliğinin geliştirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle çocukların öğrenmede etkin, seçici, karar verici; öğretmenin ise teşvik edici, öğrenmeyi kolaylaştırıcı bir kişi olarak görev yaptığı çağdaş program anlayışını benimsemek kalitenin arttırılmasına katkılar sağlayacaktır.
       Günümüz dünyasında pek çok alternatif eğitim yaklaşımından bahsetmek mümkündür. Montessori Yöntemi’ de bu çağdaş yaklaşımlardan biridir ve 100 yılı aşkın bir süredir uygulanmakta ve giderek yaygınlaşmaya devam etmektedir. Peki, neden Montessori yöntemi?
        Montessori Yöntemi; çocuklara araştırma yapma, deneme, hata yapma ve hatalarını kendi kendilerine düzeltmeleri için fırsatlar tanır. Montessori yöntemi, ilk kez zihinsel engelli çocukların eğitimini ve onların bilişsel düzeylerini ilerletmek üzere ortaya çıkmış, daha sonra normal gelişim gösteren çocuklar için uygulanmıştır. Normal gelişim gösteren çocuklarda gözlenen olumlu ilerlemeler yöntemin geliştirilmesine ve yaygınlaştırılmasına ön ayak olmuştur. Dolayısıyla Montessori yöntemi dünyanın birçok ülkesinde gerek özel kurumlarda gerekse kamu kurumlarında uygulanmaya devam etmektedir.
     Montessori eğitimi çocukların bu altın dönemini en verimli şekilde değerlendirmeyi hedefler. Eğitim metodunun temelinde çocuğa güvenmek, ona birey olarak saygı duymak, kendi deneyimlerini kazanabilmesi için belirli özgürlükleri uzman eğitimciler kontrolünde tanımak yatar. “Bana kendi başıma yapmayı öğret!” cümlesi Montessori eğitiminin özünü teşkil etmektedir. Öğretilmek isteneni çocuğa soyut bir şekilde anlatmak ve ezberlemesini beklemek yerine, öğrenmeyi somut ve eğlenceli bir hâle getirmek çocuğun gelişiminde büyük farklar oluşturmaktadır. Beş yaşındaki bir çocuk yeni bilgileri alıp eskileriyle bağlantı kurar ve kendiliğinden keşiflerde bulunur. Küçük çocuk doğal bir filozoftur.

    Montessori eğitiminde her materyalin kendine özgü bir zorluk derecesi bulunur ve özel bir beceriye yönelik hazırlanmıştır. Çocuk bir materyalle yeteri kadar çalıştığında  o etkinlikte uzmanlaşır ve diğerine geçebilir. Her materyalin hata kontrolü bulunur. Bu hata kontrolü çocuğa kendi öğrenmesini değerlendirme ve herhangi bir yetişkinin onayına ihtiyaç duymadan bağımsız çalışmasına olanak sağlar. Çocukların gelişim görevindeki ortaklarına bakınca eğitimci ikinci sıradadır. Birinci ortak çocuğun iç rehberidir.
    Montessori eğitiminde ailenin yeri vazgeçilmezdir. 0-6 yaş arası çocuğu Montessori okuluna göndermek ailenin yükünü hafifletmez, bilakis çocukla daha ilgili olmalarını ve okuldaki hayatıyla paralel bir şekilde evde de uygulanmasını gerektirir.
       Doğuştan saf ve temiz olan çocuk ruhunu bozmadan, özsaygısı yüksek olarak yetişen çocuklar doğru tercihleri doğal olarak benimseyerek büyürler. Çocuk, eğitimi ve yaşamı için bizim deneyimlerimizden değil, kendi deneyimlerinden yola çıkarak yanıtlar bulmaya çalışır. Montessori eğitiminde önemli olan çocuğun herkesi memnun eden güzel davranışlar sergilemesi değil, güzel olan davranışı kendinin seçmesi ve seçiminin sonucunda kendini mutlu hissetmesidir.
       Peki yaşamının bu ilk altı yılında iyi bir Montessori öğretmeniyle tanışıp, karşılıklı güven zemininde buluştuğunda ve bir de ailesinin desteğini , ilgisini yanında hissettiğinde  içindeki bütün cevheri ve güzel duyguları çocuk neden kendisi için çok değerli bu iki yetişkinle de paylaşamasın?

Mesaj Gönderin